Rusya’nın Kırım İşgali Konusunda Durum Raporu

Permanent Link to Rusya’nın Kırım İşgali Konusunda Durum Raporu

RUSYA FEDERASYONU AÇISINDAN

UKRAYNA DURUM RAPORU

Dünya üzerine ABD‘nin Irak müdahalesine kadar varlığını sürdüren Tek kutupluluk anlayışı Rusya Federasyonu çıkarlarına uygun değildir. Amerika Birleşik Devletlerinin Irak konusunda yaşamış olduğu hezimet neticesinde dünyada tek kutupluluk anlayışı bitmiş, gerçekleşen bu operasyon sonucunda ABD doğu bloğunu kaybetmiştir. Bu durum neticesinde doğu bloğun gelişmiş ülkeleri olan Rusya, Çin, İran ve Hindistan için Uluslararası güç dengeleri alanında yer açılmıştır. Artık dünyada tek kutuplu dönem bitmiş, çok kutuplu döneme girilmiştir. ABD ‘nin dünyada tek başına bir güç olmadığının en bariz kanıtı ise Suriye meselesinde Rusya’ya rağmen Irak benzeri bir saldırı girişiminde bulunamamasıdır. Bu durum ABD ve AB ülkeleri açısından bir güç zafiyeti olarak değerlendirilmektedir.

Bu açıdan değerlendirildiğinde Çin, ve Hindistan ile ekonomik açıdan mücadeleye girişen ABD, Rusya ile ise siyasi alanda mücadeleye girişmiş ve kaybettiği gücün peşine düşmüştür. Başta ABD olmak üzere Avrupalı Devletler doğu bloğun da bulunan güç açığından Rusya’nın faydalanmasını ve doğu ülkelerinin Rusya’nın yanında yer almasından endişe duymaktadır. Bu sebeple ABD ve müttefikleri stratejik öneme sahip bir yer olduğunu bildikleri Ukrayna ‘da karışıklık çıkarmak suretiyle müttefik hükumeti devirip yerine Batı yanlısı bir yönetim getirerek Rusya’yı stratejik açıdan sıkıştırmak istemiştir. Ukrayna ve özellikle Kırım bölgesinde yaşayan Rus nüfusu düşünüldüğünde, bu Rusya’nın olaya müdahil olması için yeterli olduğu anlamına gelmektedir. ABD ve Batı yanlısı bir hükümetin Ukrayna’da bulunması veya AB ile ortaklık antlaşması imzalaması Rusya’nın güvenliği açısından bir zafiyet doğuracaktır. Batı yanlısı bir yönetimin Rusya Federasyonunda bulunan diğer devletlere örnek olacağı korkusu Rusya’nın müdahalesi dillendirilmeyen bir gerekçedir.

(daha&helliip;)

Devamını Oku
7
Paylaş

ABD’nin Irak İşgali’nin Realizm ve Yapısal Teorileri Açısından İncelenmesi

Permanent Link to ABD’nin Irak İşgali’nin Realizm ve Yapısal Teorileri Açısından İncelenmesi

Özet

Uluslararası sistemde bir dönemin başlangıcı olan 9/11 olayları dünya sistemini birçok açıdan etkilemiştir. 9/11 olaylarının ardından gerçekleştirilen Afganistan müdahalesi ve Irak’ın işgal edilmesi uluslararası sistemde birçok değişikliğe neden olmuştur. Özellikle Irak’ın işgali öncesinde tek kutuplu bir yapıda kendisini gösteren sistem, Irak’a müdahale sonrasında gerçekleşen olaylar nedeniyle doğu bloğunu ortaya çıkarmış ve uluslararası sistemi çift kutuplu hale getirmiştir. Meydana gelen bu gelişmelerin ülkeler açısından doğru okunup iyi analiz edilmesi, ülkelerin içerde ve dışarıda daha sağlıklı karar almalarına katkı sağlayacaktır. Meydana gelen olayların analizlerin besin kaynağı ise uluslararası ilişkiler teorilerindir.

Bu çalışma ABD’nin Irak’ı işgali Realizm ve Yapısal Realizm açısından incelenecektir.  Çalışmanın İlk bölümünde Realizm ve Yapısal Realizmin temel argümanları incelenecek ve her iki teorinin uluslararası sistemde meydana gelen olayları hangi açıdan değerlendirdiği ele alınarak, bu teorilerin karşılaştırılması yapılacaktır. İkinci bölümde, ABD’nin ırak müdahalesinin temelini oluşturan 9/11 olayları, ABD öncülüğündeki NATO güçlerinin Afganistan müdahalesi ve Irak işgalinin doğurduğu sonuçlar ele alınacaktır. Üçüncü bölüm de ise Irak işgalinin Realizm ve Yapısal Realizm açısından incelenmesi, gerçekleşen müdahalenin ABD ve bölge ülkeleri açısından hangi sonuçlara neden olduğu incelenecektir.

Tüm bu çalışmaların neticesinde 9/11 olaylarının, ABD’nin Afganistan müdahalesinden almış olduğu desteği kaybetmeksizin, benzer nedenlerle Irak’a saldırmasının ve bu işgali gerçekleştirmesinin temelinde yatan sebebin uluslararası sistem de gücünü korumak ve kesin kazanç elde etmek için  gerçekleştirdiği anlaşılacak ve meydana gelen bu olayın açıklamasının Realizm tarafından doğru şekilde yorumlandığı sonucuna varılacaktır.

  1. Giriş

11 Eylül 2001 tarihinde, Amerika Birleşik Devletlerinin önemli ve simge merkezlerine yapılan terör saldırılarının sıradan ve plansız bir terör saldırısı olarak aktarılması mümkün değildir.  ABD’nin kendi içinde yaşadığı iç savaştan sonra özellikle kendi topraklarında bu derece şiddetli bir saldırıya maruz kalmamış, güvenlik ve özgürlük ülkesi olarak bilinen ABD ‘ye bu saldırı gerçekleştirildikten sonra ciddi bir travma yaşanmıştır. Saldırının hemen ardından uluslararası toplum ABD’nin yanında yer almış ve Afganistan Müdahalesinin yapılması noktasında ciddi bir destek verilmiştir. Ancak daha sonrasında ABD’nin Afganistan’da güvenlik gerekçesiyle yapmış olduğu operasyon, Irakta kendisini bir işgal olarak göstermiştir. Afganistan’a olan müdahalenin bir güvenlik kaygısı taşımasının yanında, Irak’ın işgali uluslararası toplumun desteğini arkasına alan ABD için bir fırsat oluşturmuş ve güvenlik kaygısıyla başlayan mücadele ABD’nin güç kaygısına dönüşmüştür. Irak’ın işgalinden sonra ABD’nin bölge ülkelerini dizayn etme girişimleri ABD için güvenlik kaygısından ziyade güç kazanma isteğinin ön planda olduğunun bir göstergesidir.

Gerçekleştirilen Afganistan müdahalesinin ve Irak işgalinin Realizm ve Yapısal Realizm açısından incelenip anlamlandırılması bu çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır.

(daha&helliip;)

Devamını Oku
8
Paylaş